BİR KAÇ GÜN
O birkaç günü anlatsam sana, Aldığın nefesten şüphe duyarsın. O birkaç günü anlatsam sana, Kuru ağaçlar nasıl yeşermemiş şaşarsın. O
O birkaç günü anlatsam sana, Aldığın nefesten şüphe duyarsın. O birkaç günü anlatsam sana, Kuru ağaçlar nasıl yeşermemiş şaşarsın. O
Yüzüm gözüm tuz bulaşığı. Nereye dokunsam acıyor gülün yaprakları. Elimde bir tutam güneş, yüreğimde is bulaşığı. Acıyor canım, belki de
Ben bittim, biz bittik. Varken olan sevgi miydi? Yokken var olan neydi? Gidip de gelmeyen, aslında hiç gelmemiş miydi? Bir
Verdiklerimle aldıklarım örtüşmedi. Zaman yüzüme güldü sonra beni terk etti. Vefaya baktım, o da dar-ı dünya boşver darılma dedi. Sadakate
Umutlar, elimde tespih tanesi gibi. Renkli pırıl pırıl çektikçe şaklayan, parlayan. Üst üste ekledikçe artar sandığım, her sanışta başa sardığımmış
Geceyle gündüz birbirine eşitmiş. Hiç hasret çekenin gecesi gündüzüne eş olur mu? Gece sonsuz çığlıkla yankılanırken uzaklara, gündüz buna eş
Kınanmamış gerçekler, Sınanmamış sevgiler, Hayal kırıklığına uğramamış hayaller, Boşa çıkmamış güvenler, Umuda dökülmüş yalan tozları. Bir değil bir çok kez
Gece, uykuyu hançerler anılar, Böğrüne böğrüne saplanır. Anılar, geceye düşman gibi, Hücum mangasında bekler. Rüyayı darmadağın etmek için, Yine saldırdı,